Kırdım mı yoksa kırıldım mı? 

Kırdım mı yoksa kırıldım mı? 

A+ A-

Farklı hayatlarda her rolü üstleniyoruz. Bazen kıran bazen de kırılan tarafta oluyoruz. Belki içten içe belki haykıra haykıra yaşıyoruz bu süreci. Konuşarak çözebileceğine inanıyorsan ve yapabiliyorsan şanslısın. Her zaman şans senden yana olmuyor çünkü.

Kırdığını anlamadığın zamanlar oluyor. Asıl kırılan benim o neye kırılabilir ki diyorsun. Kendi acın öyle yüksek geliyor ki ona bu hakkı tanımıyorsun. Kırılabileceği bir şey yaptığının farkında olmuyorsun. 

Sevdiklerine kırılırsın sadece. Değer verdikçe değerinin anlaşılmasını beklersin. Genelde de bu yüzden kırılma noktaları yaşanır ya zaten. “Ben onu hiç tanıyamamışım”la başlayıp “ona verdiğim değeri hak etmiyor” ile biten düşüncelerin ardı arkası kesilmez. 

Kırıldığında ise daha çok sessiz kalıyorsun. Bekliyorsun. Anlamasını, düzeltmesini…Fark etsin ki hak ettiğim değeri bana geri verebilsin. Ben söylersem bir anlamı kalmayacak çünkü. O sessizliğin tek anlamı “sonsuz umut” aslında. 

Hangi tarafta olduğunun bir önemi var mı cidden? Her türlü bir düzen bozulması söz konusu değil mi? Bir şeyler değişmiştir ve artık eskisi gibi olmayacaktır artık. Bu duygu korkutur biraz da insanı. 

En kötü senaryoda; onca zaman sonra tanıyorsun karşındakini. Hatası, bir  özürle düzeltilemeyecek boyutta oluyor. O zaman uzaklaşmayı biliyorsun. Hala içinde bir kırgınlık kalsa da düzeltme ihtiyacı duymuyorsun bir yerden sonra. Sana zarar veren her şey gibi ondan da kaçıyorsun. 

Kırgınlığın sebebi ya da çözümü değişiyor. O hayatımda kalsın istiyorum mu istemiyorum mu sorusuna cevap verdiğin nokta. İşte o nokta her şeyi değiştirebilecek güçte. O noktaya gelindiğinde acele etme!


Kaynakça

Görsel Kaynak: www.pexels.com

10-04-2024
Gülçin Kahraman

Gülçin Kahraman

Sosyolog

Düşünce ve hayallerin birbiriyle yarıştığı dönemler yapabileceğiniz en iyi şey, onları yazmaktır. Ben de öyle yapıyorum.

khrmnglcn@hotmail.com